Bir grup Amerikalı bilim insanı, son iki yüzyılda ortalama yaşam süresinde gözlenen hızlı artışın önemli ölçüde yavaşlayabileceğini öne süren bir çalışmanın sonuçlarını yayınladı. Bu kapsamda Chicago'daki Illinois Üniversitesi'nden araştırmacılar, insanlığın ömrünün biyolojik sınırlarına ulaştığını öne sürüyor.

Araştırmanın başyazarı Profesör Jay Olshansky, tıpta yaşlı insanların yaşamlarının uzatılmasına yönelik önemli ilerlemelere rağmen bu alandaki yeni gelişmelerin etkinliğinin giderek azaldığını belirtiyor. Bu da, hızla artan yaşam beklentisi döneminin sonuna işaret ediyor olabilir.

Snob.ru’da yer alan habere göre araştırma, aralarında Japonya, Fransa, İsveç ve ABD'nin de bulunduğu, uzun yaşam oranları yüksek olan on ülke ve bölgeyi kapsıyor. Bilim insanları, elde edilen verileri 1950-2019 dönemine ait istatistiklerle karşılaştırarak yaşlılarda ölüm olasılığındaki değişiklikleri ve 100 yaşına kadar yaşama şanslarını analiz etti.

Sonuçlar, incelenen tüm ülkelerde yaşam beklentisi büyümesinin neredeyse durduğunu gösterdi. Son 30 yılda 65 yaş üstü kişilerde ölüm oranı yalnızca %30 düştü, ancak yaşam beklentisinin aynı oranda devam etmesi için %88'lik bir azalma gerekliydi.

Bilim insanlarının önümüzdeki 30 yıl için tahminleri, asırlık nüfusun en fazla olduğu ülkelerde yaşam beklentisinin yalnızca 2,5 yıl artacağını gösteriyor; bu da önceki yıllara göre önemli ölçüde daha düşük. Araştırmacılar bu yüzyılda kadınların yalnızca yüzde 15'inin ve erkeklerin yüzde 5'inin 100 yaşına kadar yaşayacağını tahmin ediyor.

Yaş sınırın aşılması ancak yenilikçi gen tedavilerinin ve yaşlanma sürecini yavaşlatan ilaçların ortaya çıkmasıyla mümkün olabilir. Ancak bu bile tüm insanların yüz yaşına ulaşabileceğini garanti etmiyor. Bu nedenle çalışma, mevcut tıbbi teknolojileri kullanarak yaşamı önemli ölçüde uzatma olasılığı konusunda şüphe uyandırıyor.