BM Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), dijital teknolojilerin artan olumsuz çevresel etkisini vurgulayan yeni bir Dijital Ekonomi Raporu yayınladı

11:4115.07.2024
0
3808

İki kilogram ağırlığında bir bilgisayar üretmek için 800 kg gibi şaşırtıcı miktarda hammadde gerektiğini biliyor musunuz?

Ya da bitcoin veri madenciliği için gereken enerjinin geçen yıl 121 terawatt'a ulaştığını - çoğu küçük ülkenin tükettiği miktardan daha fazla- biliyor musunuz?

Bunlar, BM ticaret ajansı UNCTAD'ın dijital ekonomiye ilişkin yeni raporunda yer alan ve gelişen sektörün olumsuz çevresel etkilerinin daha ciddiye alınması ve bu etkilerin yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımlarla hafifletilmesi gerektiği konusunda ısrar eden endişe verici bulgulardan sadece birkaçı.

UNCTAD başkanı Rebeca Grynspan, "Yapay zeka ve kripto para madenciliği gibi teknolojilerin yükselişi enerji tüketimini önemli ölçüde arttırdı" dedi.

UNCTAD Genel Sekreteri Cenevre'de gazetecilere yaptığı açıklamada "Örneğin, Bitcoin madenciliğinin enerji tüketimi 2015 ile 2020 yılları arasında 34 kat artarak yaklaşık 121 terawatt saate ulaştı... Bitcoin madenciliğinin enerji tüketimi Belçika ya da Finlandiya'nın bir yılda tükettiğinden daha fazla" dedi.

Bugün yaklaşık 5,4 milyar insan internet kullanıyor ve küresel dijital ekonomi, birçokları için bariz avantajlarla birlikte patlama yaşıyor. Grynspan, yalnızca değer bazında, e-ticaret satışlarının 2016'da 17 trilyon dolardan 2022'de 43 ülkede 27 trilyon dolara yükseldiğini belirtti.

Grynspan, "Dijital teknolojilerin kağıt kullanımını nasıl azaltabileceği, enerji verimliliğini nasıl artırabileceği ve ulaşım, inşaat, tarım ve enerji sektörlerinde sera gazı emisyonlarının azaltılmasına nasıl yardımcı olabileceği hakkında çok konuşuyoruz. Ancak bunun olumsuz yanları hakkında çok fazla konuşulmuyor" diyerek dijitalleşmenin "son derece materyalist" olduğunu ve karbon açısından zengin elektrik tüketimine yol açtığını vurguladı.

UNCTAD'ın 2024 Dijital Ekonomi Raporu, çevreye yönelik bu tehdide karşı koymak ve eşitlikçi ve çevreye duyarlı bir dijital ekonomiyi desteklemek amacıyla, cep telefonları da dahil olmak üzere elektronik cihazların yapımında kullanılan değerli mineralleri ve su gibi diğer hayati doğal kaynakları kapsayan politika önerileri sunuyor.

UNCTAD'a göre, 2022 yılında küresel veri merkezleri 460 terawatt saat tüketmiştir; bu da ABD'de 42 milyon evin bir yılda kullandığı enerjiye eşdeğerdir. Bu rakamın 2026 yılına kadar iki katına çıkması bekleniyor.

BM ajansı ayrıca, dijital sektörün küresel sera gazı emisyonlarının yüzde 1,5 ila 3,2'sinden sorumlu olduğuna dair tahminleri de aktarıyor.

2018 ve 2022 yılları arasında 13 büyük veri merkezi operatörünün elektrik tüketiminin iki kattan fazla artması, bu teknolojilerin enerji ve su ayak izlerinin acilen ele alınması gerektiğinin altını çiziyor.

"Google, 2022 yılında veri merkezleri ve ofislerindeki toplam su tüketiminin 5,6 milyar galon (yaklaşık 21,2 milyon metreküp) olduğunu açıkladı. Microsoft ise aynı yıl için su tüketiminin 6,4 milyon metreküp olduğunu bildirdi" diyen Grynspan, bu tür tesislerin su tüketiminin son zamanlarda bazı ülkelerdeki yerel topluluklar arasında gerginliğe yol açtığını da sözlerine ekledi.

UNCTAD başkanı ayrıca, Microsoft'a göre sadece ChatGPT-3 için verilen eğitimin tahmini olarak 700 bin litre temiz ve tatlı su gerektirdiğini belirtti.

Rapora göre, 2000 yılında 100 milyondan az olan online alışverişçi sayısı 2021 yılında 2,3 milyara ulaşarak e-ticarette büyük bir artış gösterdi. Bu artış, 2010'dan 2022'ye kadar dijitalle ilgili atıkların yüzde 30 artarak dünya genelinde 10,5 milyon tona ulaşmasına yol açtı.

Raporda "Dijital atık yönetimi yetersiz kalmaya devam ediyor. Yarattığı kirlilik ve çevre üzerindeki etkisi düşünüldüğünde bu büyük bir endişe kaynağıdır" dendi.

Raporda, gelişmiş ülkelerde kişi başına 3,25 kg dijital atık üretilirken, bu rakamın gelişmekte olan ülkelerde 1 kg'dan az, en az gelişmiş ülkelerde ise sadece 0,21 kg olduğu ve bunun da dijitalleşmenin getirdiği faydaların eşitsiz dağılımının bir başka göstergesi olduğu belirtiliyor.

Raporda belirtildiğine göre Dünya Bankası, grafit, lityum ve kobalt gibi dijitalleşme için gerekli minerallere olan talebin 2050 yılına kadar yüzde 500 artabileceğini tahmin ediyor.

Gelişmekte olan ülkeler, birkaç bölgede yoğunlaşmış olan geçiş mineralleri ve metalleri için küresel tedarik zincirinde çok önemli bir yere sahip.

Örneğin, Afrika'nın düşük karbonlu ve dijital teknolojilere küresel geçiş için gerekli olan geniş maden yatakları, sürdürülebilir bir enerji geleceği için hayati önem taşıyan kobalt, bakır ve lityumu içeriyor.

Afrika'da dünyadaki kobaltın %55'i, manganezin %47,65'i, doğal grafitin %21,6'sı, bakırın %5,9'u, nikelin %5,6'sı ve lityumun %1'i gibi önemli rezervler bulunuyor.

Raporda "Kritik madenlere yönelik artan talep, kaynak zengini gelişmekte olan ülkelerin çıkarılan madenlere daha fazla değer katmaları, ekonomilerini çeşitlendirmeleri ve kalkınmalarını geliştirmeleri için bir fırsat sunuyor. Ancak çevre ve iklim değişikliği hedefleriyle uyumlu olması için teknolojinin transfer edilmesi ve daha verimli olması gerekiyor” ifadesine yer veriliyor.

Raporda, mevcut küresel krizler, sınırlı mali alan, yavaş büyüme ve yüksek borç ortamında, gelişmekte olan ülkelerin yerli işleme ve üretim yoluyla bu fırsatı en üst düzeye çıkarmalarını öneriyor. Bu, küresel dijital ekonomiden daha büyük bir pay almalarına, devlet gelirleri elde etmelerine, kalkınmayı finanse etmelerine, emtia bağımlılığının üstesinden gelmelerine, istihdam yaratmalarına ve yaşam standartlarını yükseltmelerine yardımcı olacağı belirtiliyor.

Rapora göre, temiz enerji emtialarına yönelik artan küresel talep, Latin Amerika'da doğrudan yabancı yatırımların artmasına neden oluyor ve son iki yılda bölgenin sıfırdan proje değerinin yüzde 23'ünü oluşturuyor.

UNCTAD dijital büyümeyi daha sürdürülebilir kılmak için yeni iş modelleri ve güçlü politikalar öneriyor.

BM ticaret ve kalkınma uzmanlarının dünyaya açık tavsiyeleri şunlardan oluşuyor:

- Atık ve çevresel zararı azaltmak için dijital materyallerin geri dönüşümü, yeniden kullanımı ve geri kazanımına odaklanan döngüsel ekonomi modellerini kullanmak;

- Hammaddeleri daha verimli kullanmak ve toplam kullanımı azaltmak için planlar oluşturarak kaynakları optimize etmek;

- Dijital teknolojilerin ekolojik etkisini azaltmak için düzenlemeleri güçlendirmek, daha sıkı çevresel standartlar ve kurallar uygulamak;

- Yenilenebilir enerjiye yatırım yapmak, enerji tasarruflu teknolojilerin ve sürdürülebilir dijital uygulamaların araştırılmasını ve geliştirilmesini desteklemek;

- Uluslararası işbirliğini teşvik etmek, dijital teknolojilere ve kaynaklara adil erişim sağlamak için ülkeleri birlikte çalışmaya teşvik etmek ve küresel dijital atık ve kaynak çıkarma sorunlarıyla mücadele etmek.

Rebeca Grynspan, "Dijital ekonomi küresel büyüme ve kalkınma fırsatlarının merkezinde yer alıyor; bu nedenle bizi kazan-kazan alanına götürecek uygulamaları hayata geçirmemiz ve aynı zamanda önemli hedeflerimiz olan çevresel sürdürülebilirlik ve iklim değişikliğiyle ilgili taahhütlerimize karşı çıkmamamız gerekiyor” dedi.

Kaynak: BM Türkiye

Yorumlar
Yorum yapmak için lütfen giriş yapın veya kayıt olun