Uzmanlar, Chicago’daki Lincoln Park Hayvanat Bahçesi’nde yaşayan Siku adlı kutup ayısının kaşıntı, tüy dökülmesi, deri lekelenmesi gibi rahatsızlıklar göstermesinden sonra alerjilerden kaynaklandığını düşünüp ona alerji testi yaptı.

Test sonuçlarında kutup ayısı Siku’nun ev akarlarına ve insan saçı kepeğine alerjisi olduğu ortaya çıktı.

Siku, insanlara uygulanan alerji tedavilerine benzer bir tedaviyle sağlığına kavuştu. Veterinerler Siku’ya organik balın içine alerjiye neden olan maddelerin bir kombinasyonunu ekledi ve tedaviden 36 ay sonra yapılan alerji testinde Siku, insan saçı kepeği dahil daha önce alerjisi olduğu maddelere çok daha az tepki verdi.

Alerjilerin genellikle insanları etkilediğini düşünsek de pek çok hayvan da alerji geliştirebiliyor.

Bilim insanları, hayvanların alerjiye yakalanmasının, şu anda alerji vakalarında artış yaşanan birçok Batı ülkesindeki özellikle şehirlerde yaşayan insanlarla benzer nedenlerden kaynaklandığını ileri sürüyor.

İnsanlar arasında alerjilerin şu anki artışına tam olarak neyin sebep olduğu belirsizliğini koruyor. Bazı uzmanlar, insanların daha temiz, daha hijyenik ortamlarda büyüdüğü ve mikroplara vahşi doğadakinden daha az maruz kaldığını savunuyor.

Princeton Üniversitesi’nde parazitolog olan Andrea Graham’sa “Araştırmalar artık vücudumuzda ve üzerinde yaşayan önemli mikropların ve parazitlerin kaybını da içeren daha geniş bir faktör kümesine işaret ediyor” dedi.

Uzmanlar, evcil hayvanların yanı sıra çiftlik ve hayvanat bahçesi hayvanlarının da giderek daha fazla ‘insan yapımı’ ortamlarda yetiştirilmesinin, evrimleştikleri parazitlere, mikroplara ve diğer patojenlere daha az maruz kalmalarına, bunun da bağışıklık sistemlerinin bozulmasına yol açtığını söylüyor.

Kaynak: Diken