Venezuela Cumhurbaşkanı Nicolas Maduro 2025-2031 döneminde ülkeyi yönetmek için yemin etti.
Ulusal Meclis’te konuşan Maduro, kendisine yönelik Washington liderliğinde uluslararası bir komplo kurulduğunu savunarak, buna rağmen bugün cumhurbaşkanlığı yemini ediyor olmasını, Venezuela halkının faşizme ve oligarşiye karşı bir zaferi olarak değerlendirdi.
Maduro, aralarında Küba Cumhurbaşkanı Miguel Díaz ve Nikaragua Cumhurbaşkanı Daniel Ortega'nın yanısıra farklı ülkelerden gelen bakanlar, büyükelçiler ve delegelerin de bulunduğu konukların önünde cumhurbaşkanlığı kuşağını taktı.
3. kez cumhurbaşkanlığı yemini eden Maduro, konuşmasında “Biz 20. yüzyılın sonunda Venezuela'nın tarihini değiştiren olaylardan ders almış milliyetçilerden ve Latin Amerikan birliğini savunan tarihsel bir bloğuz. Bizden önceki nesillerin mücadelelerinin köklerinden doğan, yerli ve milli bir ideolojiye sahibiz” dedi.
Temmuz sonunda yapılan seçimleri yüzde 67 ile kazanmasına rağmen, sonuçların manipüle edildiğini savunan muhalefet ise Maduro’nun yeminini darbe olarak nitelendiriyor.
Bugünden itibaren yeni bir mücadele aşamasına geçildiğini kaydeden muhalefet tarafından yayınlanan bildiride “Maduro 28 Temmuz'da yapılan seçimlerde ortaya konan halk iradesini kaba kuvvete dayanarak yok saymış ve (bugün itibarıyla) cumhurbaşkanlığı makamını gaspetmiştir, Venezuela halkının haklarına karşı bir darbe gerçekleştirilmiştir” denildi.
Bildiride, muhalefetin yayınladığı sandık tutanaklarının yüzde 80’ine göre cumhurbaşkanlığı seçiminde 7,4 milyonun üzerinde oyla, Maduro’dan yaklaşık 4 milyon fazla oy aldığı öne sürülen Edmundo Gonzalez Urrutia’nın, bugün olmazsa yarın cumhurbaşkanı olarak yemin etmesi gerektiği savunuldu.
Hakkında yakalama kararı bulunan Gonzalez’in Venezuela’ya giriş yapamaması durumunda, paralel bir yemin törenini Venezuela toprağı olarak sayılan bir Venezuela Büyükelçiliği’nde yapması bekleniyor. Gonzalez Çarşamba günü Dominik Cumhuriyeti’ne ulaşmıştı.
Geçen yıl Eylül ayının başında İspanya'ya iltica eden Gonzalez, Temmuz ayında düzenlenen seçimlerin asıl galibi olduğunu öne sürüyor. Muhalif lider, Maduro'nun yemin töreninin ardından sosyal medya platformu X'te yayımladığı videoda kendisini "Venezuela Cumhuriyeti'nin seçilmiş başkanı" olarak tanıtarak, Maduro'yu darbe yapmakla suçladı. Gonzalez, "Yurt dışında oy kullanması engellenen milyonlarca vatandaşı ve ülkedeki yaklaşık 8 milyon Venezuelalıyı temsil ediyorum ve bu yetkiyi savunma görevim var" ifadelerini kullandı.
Uluslararası toplum ve muhalefet, Maduro'nun bir kez daha galip ilan edildiği seçimleri "hileli" olarak nitelendirirken, ABD, İngiltere, Kanada ve Avrupa Birliği (AB) otoriter lidere yakın pek çok siyasiye karşı yeni yaptırımlar uygulanacağını açıkladı.
Washington, aralarında devlete ait petrol şirketi PDSVA'nın Başkanı ve yine devlete ait havayolu şirketi Conviasa'nın Başkanının yanı sıra üst düzey askerlerin ve polis memurlarının da bulunduğu sekiz kişiye yönelik cezai tedbirler alındığını duyurdu. ABD Terörizm ve Mali İstihbarattan Sorumlu Hazine Müsteşar Vekili Bradley T Smith, "Maduro ve ona yakın bu isimlerin geçen yılki seçimlerden bu yana Venezuela'daki baskıcı faaliyetlerine devam ettiğini" ifade etti. ABD Dışişleri Bakanlığı'nın da Maduro ve İçişleri Bakanı Diosdado Cabello'nun tutuklanabilmesi için bilgi sağlayabilecek olanlara öngörülen ödülün 25 milyon dolara yükselttiği belirtildi.
Londra, Maduro ile ilişiği olan 15 kişiye yaptırım kararı alırken AB üyesi devletler de Venezuela'nın seçim komisyonunda görevli olan 15 kişiye yönelik cezai tedbir kararını duyurdu. AB'nin Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Kaja Kallas, Maduro'nun "demokratik biçimde seçilmiş bir başkanın meşruiyetine sahip olmadığının" altını çizdi.
Venezuela’nın resmi cumhurbaşkanı olarak Gonzalez’i tanıyan Amerika kıtasındaki ülkeler arasında Kosta Rika, Peru, Panama, Dominik Cumhuriyeti, Paraguay, ABD ve Kanada yer alıyor.
Şili ise seçim süreci ve sonrasında yaşananlardan ötürü Venezuela büyükelçisini geri çekti. Brezilya, Meksika ve Kolombiya ise Maduro yönetiminden sandık tutanaklarının açıklanmasını istiyor.
Rusya, Çin, İran’ın yanısıra Maduro’yu açıktan tanıyan ülkeler arasında Küba, Nikaragua, Bolivya ve Honduras da yer alıyor.
Kaynak: DW Türkçe, BBC Türkçe ve VOA Türkçe