ABD'nin 39. başkanı olarak Jimmy Carter, 100 yaşında hayatını kaybetti.
Carter ailesinin kurduğu, dünya genelinde demokrasi ve insan hakları savunuculuğu yapan Carter Center tarafından yapılan yazılı açıklamada, bir asırlık ömrü geride bırakan eski ABD Başkanı Carter'ın "Georgia eyaletinin Plains kasabasındaki evinde hayatını kaybettiği" duyuruldu.
Sosyal medya platformu X'ten yapılan açıklamada, "bir asrı geride bırakarak en uzun yaşayan ABD Başkanı olduğu " belirtilen Carter'ın, bir yıldan fazla bir süredir, kendi evinde bakım altında olduğu bilgisi paylaşıldı.
Başkanlığından önce yer fıstığı yetiştiriciliği yapan bir çiftçi ve Georgia eyaletinin eski valisi olan Carter, 20 Ocak 1977’de ABD Başkanı olarak yemin ettiğinde, “halkı kadar iyi bir hükümet” vaadinde bulunmuştu.
Demokrat Partili Carter 1977-1981 yıllarında görev yapmış ve Beyaz Saray'dayken bir dizi ekonomik ve diplomatik kriz yaşanmıştı.
Beyaz Saray'ı düşük onay oranlarıyla bıraktı ama şöhretini Nobel Barış Ödülü almasını sağlaya ninsani çalışmalarıyla tamir etti.
Oğlu Chip Carter yazılı açıklamasında "Babam sadece benim için değil, barışa, insan haklarına ve bencil olmayan sevgiye inanan herkes için bir kahramandı" dedi.
Carter'ın dört çocuğu, 11 torunu ve 14 torununun çocuğu bulunuyor. 77 yıllık eşi Rosalynn Kasım 2023'te hayatırı kaybetmşti. 2018'de George HW Bush'un ölümünde bu yana hayattaki en yaşlı Amerikan başkanıydı.
Carter, açıklanmayan hastalığı için tedavi almayı geçen yıl durdurmuş ve evinde palyatif bakım görüyordu.
Başkan Joe Biden ve eşi Jill Biden "dünya sıradışı bir lider, devlet adamı ve yardımsever kaybetti" dedi.
Başkanlığı 20 Ocak'ta devralacak Donald Trump ise "Jimmy'nin bir başkan olarak karşılaştığı zorluklar ülkemizi çin bir dönüm noktasında geldi ve tüm Amerikalıların hayatını iyileştirmek için elinden gelen her şeyi yaptı" diye konuştu.
Eski Başkan Bill Clinton ve eşi Hillary Clinton'da Carter'ın daha iyi ve adil bir dünya için yorulmadan çalıştığını belirtti.
Jimmy Carter görev süresi boyunca dört çalkantılı yıl yaşadı. Artan enflasyon ve yükselen işsizlik, yönetiminin iç politika önceliklerini gölgelemişti.
Ancak, Mısır ve İsrail arasında bir barış anlaşması ile Panama Kanalı anlaşması gibi dış politika zaferleri kazandı.
Yine de, İran’daki rehine krizi Beyaz Saray’daki son yıllarına damga vurdu ve bu durum 1980 genel seçimlerinde yenilmesiyle sonuçlandı.
Seçmenler, Carter'ı neredeyse rekor düzeylere gelen enflasyon ve faizle başa çıkamayan, zayıf bir lider olarak betimleyen Cumhuriyetçi Ronald Reagan'ı ezici bir çoğunlukla seçtiğinde Camp David uzak bir anıydı.
Carter 1980 seçimlerinde sadece altı eyalet ve Washington DC'yi alabildi.
Carter 1981’deki başkanlığının sonunu yeni bir hayatın başlangıcı yani “Hastalıkla mücadele, umut inşa etme ve barışı savunma” için dünyayı dolaşma sürecinin başlangıcı olarak tanımlamıştı.
ABD’nin 39. Başkanı VOA’ye verdiği röportajda, “Bu, bana ve eşim Rosalynn’e heyecan, öngörülemezlik, macera, zorluk ve tatminle dolu yeni bir alan açtı’’ demişti.
Beyaz Saray'dan sonra başkanlıktan önce yaşadığı eve dönen ilk ve tek ABD Başkanı oldu. Çoğu eski başkan gibi karlı konuşma teklifleri ve kitaplar gibi yollara gitmedi ve 2018'de Washington Post'a hiç gerçekten zengin olmak istemediğini anlattı.
Yaşamı boyunca 32 kitap yazan Carter, bunun yerine başkanlıktan sonraki yıllarını küresel eşitsizlik ve hastalık sorunlarına odaklanarak geçirdi.
Nelson Mandela'yla birlikte Akil Adamlar Vakfını kurdu. 2002'de Nobel Barış Ödülünü alırken "Dünyanın en ağır ve evrensel sorunu en zenginler ve yoksullar arasında büyüyen fark" demişti.
Kaynak: BBC Türkçe, Anadolu Ajansı, VOA Türkçe, Euronews ve NTV