Auckland Üniversitesi tarafından yapılan yeni bir araştırması, erkeklerin entelektüel gelişimi ile romantik ilişkilerinin kalitesi arasında beklenmedik bir ilişki olduğunu ortaya çıkardı.
Prestijli bir dergi olan Personality and Individual Differences'de yayınlanan sonuçlar, kişisel refah için bilişsel yeteneklerin önemine yeni kanıtlar ekliyor.
Bilim insanları uzun zamandır yüksek zekanın, akademik başarılardan mesleki gelişime kadar yaşamın çeşitli alanlarındaki başarıyla ilişkili olduğunu tespit etmişti. Araştırmalar ayrıca gelişmiş bilişsel yeteneklere sahip kişilerin daha yavaş yaşlanma oranlarına sahip olduğunu ve ölüm riskinin daha düşük olduğunu gösteriyor. Boşanma istatistiklerinin entelektüel potansiyeli yüksek çiftlerin lehine çıkması da dikkat çekici.
Amerikalı araştırmacılar romantik ilişkilerde zekanın rolüne ilişkin anlayışımızı derinleştirmeye yönelik bir çalışma yaptılar. Bunun için, en az altı ay süren ilişkileri olan, 18 ila 65 yaşları arasındaki 202 erkeği kapsayan geniş çaplı bir çalışma yürüttüler. Katılımcılar, entelektüel gelişim değerlendirmesi ve ayrıntılı bir anket de dahil olmak üzere kapsamlı testlere tabi tutuldu.
Araştırmanın sonuçlarının oldukça aydınlatıcı olduğu ortaya çıktı ki daha yüksek IQ puanlarına sahip erkekler, ilişkilerde belirgin şekilde daha sağlıklı davranış kalıpları gösterdi.
Özellikle de:
- Sözlü saldırganlığa ve hakarete başvurma olasılığı daha düşük
- Manipülatif uygulamalardan kaçındı
- Partnerine hükmetmeye çalışmadı
- Psikopati belirtileri gösterme olasılığı daha düşük
MIR 24'de yer alan habere göre, bilim insanları önemli bir nüansın da altını çiziyor. Bu kapsamda keşfedilen bağlantı neden-sonuç değil, korelasyonel. Başka bir deyişle yüksek zeka, potansiyel olarak daha uyumlu bir ilişkinin göstergesi olabilir ancak bunun garantisi değil.